Geçmişin Efendileri

Geçmişin Efendileri
İlân-ı Aşk

9 Ekim 2010 Cumartesi

Geçmişin Efendileri ( ANU - 2 )

7 seneden beri psikolojik tedavi için,şehrin en büyük kliniğinde yatıyordu.Bıraktığımda saçları hiç bu kadar beyaz değildi.Yüzündeki kırışıklıklar da çoğalmıştı.Onu öyle görmeye dayanamıyordum.İçim kaldırmıyordu.Kim görmek isterdi ki?

-Bak,sana en sevdiğin çiçekleri getirdim.

-Çok sevindim,iyi yapmışsın Anu.Sen de olmasan?

-Ben hep olacağım baba.Ben hep buradayım,dizinin dibindeyim.

O mavi gözleriyle mutlu mutlu bana baktı.Sandalyeye oturduk yavaşça.Komadinin üstünde duran sürahiden bir bardak su alıp içti.Dönüp bana ''Sen de ister misin'' dedi.

-Evet isterim.Hava çok sıcak,arabada çok terledim.

Oturduk sessizce...Bakışlarımızla konuşurduk babamla.Uzun uzun sohbet etmezdik.Ben onu anlamıştım,o da benim anlayacağım dilden konuşuyordu.Hiç zorluk çekmiyorduk.

O eski günleri hatırlamak istemezdi.Şuanda baba mesleğini yaptığımı bile bilmiyordu.Ona yalan söylemiştim.Çiçekçi olduğumu sanıyordu.Bana inanmadığını biliyordum, ama o da bu yalanıma inanmak istiyor gibiydi sanki.

Gerçek şu ki,ben istesemde istemesemde bu mesleği yapacağımı geçmişimde atılan tohumlar belirlemişti.Babam istemesede bu mesleği yapacağımı,dünyaca tanınan bir beyin cerrahı olacağımı biliyordum.Çünkü,babam da öyleydi.Dünyanın bütün ülkelerine gidip konferanslar vermek ve dünyanın en ünlü siyasetçilerini ameliyat etmek benim kaderimde varmış.Babamın izinden gitmiştim.Ama işin en güzel tarafı,onu bu meslekte geçmiştim.Onun hayallerini gerçekleştim,imkânsızı gerçekleştirdim.İmkânsızın ne olduğunu ikimizde biliyorduk.

İşte o yüzden yanyana geldiğimizde hiç konuşamıyorduk.O beni anlıyor gibiydi.

''Beyin naklinin yapılacağını biliyorum.Ve bir gün onu gerçekleştirecek olan kişi de ben olacağım''

Babamın profesörlük tezindeki son cümle buydu.Ben,dünyanın en genç profesörlerinden ben...yani onun kızı yapmıştı bunu.Onun hayallerine ben ulaşmıştım,onun bitirme tezini ben bitirmiştim.

Şunu çok iyi biliyorum,istekler yok olmaz.Bir gün muhakkak gerçekleşir.Bu belki sen değilsindir,ama senin genlerini taşıyan biri muhakkak bu isteği gerçekleştirir.İstersin çünkü,çok istersin.Çekersin kedine.Bir şekilde olmaz.Ama o olmaz var ya,bir gün muhakkak olur.İşte en güzel örneği benim!

100 kişilik beyin cerrahı ordusunun önünde,canlı yayında bütün uzmanların izleyebileyeceği bir programla yapmıştım üstelik.Aylarca televizyonlarda konuşulmuştu.Bin yılın en iyi tıp gelişmesi gösterilmişti.Ameliyat tam 21 saat sürmüştü.Açlıktan tansiyonum ve kan şekerim düşmüştü çok iyi hatırlıyorum.

Olmaz mı dediniz? Oldu! Hem de çok başarılı bir şekilde oldu.29 yaşındaki bir doktora verilecek en büyük itibarı verdi.Yanımdaki profosörler benim yaşımın iki,üç katıydılar.Hepimiz bir ekip olarak tıp tarihine adımızı altın harflerle yazdırmıştık.Ameliyatı yaptığımız kişi şuanda hiç bir problemi olmadan yaşıyor.Kontrollerimiz hâlâ devam ediyor.

Babam bunu kesinlikle biliyordu.Rüyalarının gerçek olduğunu biliyor gibiydi sanki.İşte o yüzden beni alnımdan öpmüştü.Yaklaşık yarım saat sonra hasta bakıcı gelmişti.Zamanın dolduğunu haber verdi.Ayrılma zamanı geldi.Öpüşüp koklaştıktan sonra,ayağa kalktık.Tam odadan ayrılırken babam ;

-Önümüzdeki haftaya geldiğinde bana geldiğinde zeytin fidesi getirir misin? Dedi.

İlk önce çok şaşırdım.Ama sonra gülümseyerek tabii dedim.O da sevindi.Kapıdan çıkarken,arkamdan tekrar bağırdı.

-Bir de kağıt kalem getir.Sana anlatacaklarım var.Dengeyi anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder