Geçmişin Efendileri

Geçmişin Efendileri
İlân-ı Aşk

9 Ekim 2010 Cumartesi

Geçmişin Efendileri (Başlangıç 2)

Bir hışımla açtım kapıyı.Kapının önünde duran Kevin denilen adam beni görünce ne yapacağını şaşırdı birden.Kaşlarımı olabildiğince çatarak ona bakmaya devam ediyordum.Elleri bir yandan cebine giderken,bir yandan saçlarını iyice dağıtıyordu.Bu zavallı,yerinde duramıyordu.Âdeta hiperaktif çocuklar gibiydi.Anlaşılan dostuna bir özür borçluydu.Nihayet benim içeri davetimi beklemeden koridora daldı.Kapıyı bir hışımla kapattım.Apartman boşluğunda kapıdan çıkan gürültü yankılanmıştı.O kadar hızla çarpmışım demek ki!

Bu adamın derdi neydi acaba,iyice meraklanmıştım.

-Evet,dinliyorum.

-Bak dostum,lütfen böyle yabancınmışım gibi davranma bana.Bir hata yaptım,tamam,kabul.Ama böyle bakmaya devam edersen seninle bir şey konuşamayacağım.

-Neden?

-Geçen gün olanlardan sonra kendimi suçlu hissediyorum zaten.Bir de sen ortalıktan kaybolunca...

-Ne anlatacaksan çabuk anlat..Ne oldu?

- Ne mi oldu?Nasıl yani?

Kevin,son sorum karşısında birden afallamıştı.Galiba bir şey bilmediğimi çok belli ettim.Hemen durumu kurtarmalıyım.

-Konuşmamız lazım dedin ya!Anlat dinliyorum.Olan biteni,hepsini senden duymak istiyorum.Fazla zamanım yok...

-Tamam dostum,tamam sakin ol.Oturalım mı şöyle.Ayak üstü konuşulacak şeyler değil bunlar.

-Oturrr.

Salona doğru ilerliyorduk.Uyandığımda ilk gittiğim yer banyoydu.O yüzden Arthur'un yatak odası ve banyosundan başka bir yer görmemiştim.Kevin kapının yanından sağdan koridora sapıp soldaki kapıdan içeri girdi.Ben de ardından tabi ki.Her yerde giysiler,yemek tabakları,içki şişeleri,mecmualar ve cd ler vardı.Bu evde bir domuz yaşıyor olmalıydı!

-Buranın hali ne böyle dostum?Oturacak koltuk kalmamış.Her yer pislik içinde.

-Kevinnn,şu gömleği yere fırlat ve bulduğun açıklığa otur işte.Fazla gevezelik etme,tamam mı?

Kevin derin bir nefes alıp vermişti.Dağınık saçlarını tekrar dağıttı.Üzerindeki yeşil t-shirtü çekiştirip,koltuktaki gömleği hafifçe yandaki sandalyeye iliştirip bana bakmaya başladı.Ben de o sandalyeyi alıp,tam karşısına geçip oturdum.Ve,ne anlatacaksa merakla bekledim anlatmasını.

-Dün okuldan öyle çıkıp gidince,gerçekten çok korktum.Telefonlarıma da cevap vermedin.Arthur,profesör tez konunu benim çaldığımı öğrendi.Çünkü ona bunu ben itiraf ettim.Yapamayacağımı anladım.Senin sırtından okulu başarıyla bitirmek,seni öylece aynı noktada bırakmak beni çok üzdü.O senin tezin.Sen hak ettin.Ben hırsızlık yaparak bu işi böyle bitiremezdim zaten.Eninde sonunda tezin hırsızlıkla elde edildiği anlaşılırdı.Vazgeçtim.profesöre itiraf ettim.

Bu adam ne saçmalıyordu?Ne tezi,ne çalması?Ben de,şu resimdeki kız yüzünden olduğunu düşünmüştüm.Tam da,verdim gitti demek üzereydim.Hemen olayların farkındaymışım gibi tavır takındım.

-Şunu baştan anlat sahtekâr herif.Niye böyle bir adilik yaptın bana?Sana hırsızlıktan dolayı dava açabileceğimi biliyorsun değil mi?

Suyun akışına göre dümeni kırıyordum.Çok zekice bir atak olmuştu sanırım.Ama Kevin denilen adam,oldukça gergindi zaten.Yine telaşla anlatmaya başlamıştı.

-Fizik tezin beni baştan çıkardı.Böyle kanıtlarla bilim dünyasında bir numaralı adam ben alacaktım.Bir sürü plan yaptım.Son gün de bir şekilde bütün disketlerini,yazdıklarını aşırdım senden.

-Nasıl becerdin bunu?

-Tabii ki,Andrella'nın yardımıyla.Ona para teklif ettim.Andrella'ya reddedemeyeceği bir para verdim.

-Andrella mı?

Kevin üzgünce bakışını kaçırıyordu benden.Anderalla dediği kız kesin Arthur'un resimdeki sevgilisi olmalıydı.

-Evet.Seni o yüzden terk etti.

-Sonradan pişman olmanın nedeni gerçekten vicdan azabı mıydı,yoksa başka bir şey var mı?

Kıvranmaya başlamıştı yine Kevin.Sahtekâr herif.

-Tezinde yazdığın bazı hususları açıklamakta zorlandım.İstedikleri deneyleri de beceremedim.Ondan.

Kevin ağlamaya başlamıştı.Elleriyle gözlerini kapatmıştı.Bu konuşmalardan anladığım kadarıyla Arthur fizikçiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder