Geçmişin Efendileri

Geçmişin Efendileri
İlân-ı Aşk

9 Ekim 2010 Cumartesi

Geçmişin Efendileri ( ANU - 1 )

Binaya girdiğimde o anki düşüncelerim yok olup gitmiş gibiydi.Uzun koridorların,beyaz mermer granitinde ayakkabılarımın sesleri yankılanırken,yanımdaki hasta bakıcını sözleri bitmek bilmiyordu.Kuru bir yaz günüydü.Her yer cıvıl cıvıl ışıldarken,içerideki donuk ve soğuk hava,sanki beni başka bir dünyaya getirmişti.Koridor boyunca önünden geçtiğim odaların bazılarının kapısı ardına kadar açıktı.

Bazılarının içinde hastalar vardı,bazı odalar ise boştu.O saatte hastaların hava alma vakti olduğunu biliyordum.Başım önümdeydi.Hasta bakıcı hâlâ konuşuyordu.Durmadan bana bilgi verip duruyordu.Elimdeki kırmızı karanfillerin kokusu bütün koridora yayılmıştı.

Güçlü sakinleştirici ilaçların kokusunu,karanfillerin bastırması çok güzeldi.202 numaralı odanın önüne geldiğimizde,ikimizde durduk.Birbirimizin yüzüne derin derin baktık.Hasta bakıcı ;

-Söylediğim gibi,hastamızı fazla yormayın ve lütfen kafasını fazla kurcalamayın.

Aslında uyarısı çok doğruydu.Hastanın kafasının karışmaması lazımdı.Çünkü zaten kafası karışık olduğu için getirilmişti buraya.

Bakıcı kapının elciğinden tutup yavaşça açtı.Kapıyı sonuna kadar açıp,kafasını bir sağa bir sola çevirdi.Hastayı gözleriyle kontrol ettikten sonra bana dönerek  '' Buyrun '' dedi.

Derin bir nefes aldım.Yaklaşık bir aydır gelmiyordum.Adımımı eşikten atar atmaz,arkamda tuttuğum karanfilleri hemen önüme aldım.Yüzüme hafif bir tebessüm ifadesi yerleştirdim ve bakıcıya kapıyı kapatmasını işaret ettim.

Bıraktığım gibiydi her şey.Gerçekten de öyleydi.Bıraktığımda da camdan bakıyordu,şimdi de öyle.Camın önünde saksı saksı menekşeler vardı.Bu menekşeler benim getirdiklerimdi.Menekşelerin arasında bir de kaktüs çiçeği vardı.Kaktüsü de çok severdi.Bütün çiçekler capcanlıydı ve bakımlıydı.

Arkadan ellerini birbirine bağlamış,sadece yeşil bahçeye gözünü dikmiş suskun bakıyordu.Ona doğru yaklaştım.Elimi omuzuna koydum.Başını elime doğru çevirdi.Fark ettim,gülümsemişti.Ama yüzü bana dönük olmadığı için,sadece yandan yanağının kıpırdamasını görmüştüm.

''Ben geldim baba,kızın geldi''

Gözlerimin dolduğunu göstermemek için,ani bir hareketle kirpiklerime yapışan yaşları sildim.Ağır hareketlerle bana döndü.Gözlerinin içi gülüyordu resmen.

'' Biliyorum kızım,kokun senden önce geldi odama''

İşte bu cümle beni bitirmişti.Dizlerimin bağı çözülmüş,birden başımı omzuna gömmüştüm.Sımsıkı sarıldık birbirimize.Çok özlemiştim onu.Omuzlarımdan tutup beni görmeye başlamıştı.Uzun uzun,yaşlı gözlerle beni süzdü durdu.Dudakları hâla titriyordu.Ellerimle gözleriden akan yaşları silmeye yeltendim.Avcumu tutup öpmeye başlamıştı.

Bir aydır babamı görmüyordum.Konferans için yurtdışına çıkmıştım.Geldiğimde büyük bir depresyona girmişti.İki hafta üst üste göstermemişlerdi.Bugün gördüğüm adam babamdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder