Geçmişin Efendileri

Geçmişin Efendileri
İlân-ı Aşk

1 Temmuz 2014 Salı

WhatsApp Günlüğü

Yeni düşman WhatsApp!
Niye mi? Neden olacak, ilişkilerin, beraberliklerin yeni katili de ondan.
Uzunca bir zaman gözlemdeyim. Bu whatsApp denilen haydut neler yapar,kimleri ağına düşürür diye. Yaklaşık 2 yıldan beridir WhatsApp kullanıyorum. Aauuuvv bu neymiş böyle!

Yeni dünya düzeni midir,vaat edilmiş topraklar mıdır nedir anlayamadım. Çıktığı günden beridir sosyal medya hastaları tarafından en çok kullanılan sistem. Eskiden normal mesajlaşma vardı. Bir fotoğraf yükleyip göndermek hem çok pahalıydı, hem de acayip meşakkatli bir işti. Şimdi öyle mi? WhatsApp'ta çek fotoğrafı, gönder istediğin kişiye. Yükle videoyu, gönder gitsin.
Yalnız yazımın başında değindiğim ilişki düşmanlığıyla, bu masum ve işlevli uygulamanın ne alakası var diyenlerinizi duyar gibi oldum.

Neden mi, anlatayım. Karşılaştığım bir iki vakıa hasebiyle inanılmaz korkmaya başladım bu işten.
Sizler de görüyorsunuzdur. Çoğumuzun elinde tuğla kadar akıllı telefonlar var artık. O telefonlarda da internet paketleri yüklü. İster istemez insan gözlerini açar açmaz bilimum sosyal siteye giriyoruz. Twitterdı,Facebooktu,İnstagramdı, efendime söyleyeyim Fousquaredı.
O telefon gözlerimiz şişene kadar elimizden düşmez. Bir iki arkadaş ayda yılda bir araya geldiğimizde de o masanın etrafındaki herkes hasret gidereceğine, ellerindeki telefona bakmaktan konuşulan konuyu bir türlü kavramaz.

Bir arkadaşımın başına geldi.
Sevgilisiyle sürekli WhatsApp'tan yazışan bir arkadaşım. Elinden telefon düşmez. İnanır mısınız tuvalete gitse,kolzetin sifon çekme yerine koyar telefonunu! O derece yani...
WhatsApp'ın bazı özellikleri sevgili düşmanı. Bunu nereden mi çıkarıyorum, bakın olayı anlatayım da bana hak vereceksiniz.

Adam akıllı telefonu yeni almış.

WhatsApp denilen uygulamayı yeni yüklemiş. Çok işlevli bir telefon olduğundan, korkusundan fazla kurcalayamıyor. Yalnız bazı şeyleri de bilmek istiyor. Mesela sosyal medya denilen mecrada neler yapılır çok merak ediyor. WhatsApp'ın özelliklerini merak ediyor. Eee nasıl öğrenecek bu özellikleri? Tabii ki geleneksel Türk öğrenme yöntemiyle. Yani kurcala,dene,yanıl,boz ve öğren. Kısacası deneme yanılma yöntemiyle. Adam almış telefonu eline, WhatsApp'ın ayarlar bölümüne girmiş. Sen git bütün ayarları kurcala! Gizlilik bölümüne gir, son görülme saatini gizle! Bu da yetmesin, ardından sevgilini engelle!!! İşte ne oluyorsa bundan sonra oluyor. Arkadaşım uyanık bir tiptir. Hemen anlıyor davayı. Sevgilisinin son görülme saatini göremeyince buna bir mesaj atıyor. Mesaj iletilmeyince de onu engellediğini anlıyor! Sonrasını anlatmama gerek var mı? Var elbette! Kızılca kıyamet kopuyor. Kız ağzına geleni söylüyor çocuğa. Çocuk bu kadar kötü bir şey yaptığını sonradan anlıyor ama iş işten geçmiş oluyor. Bir WhatsApp yüzünden 3 senelik ilişkisi bitiyor...

Arkadaşım bana dert yanmaya başladı. O konuştukça da bana darallar basmaya başladı. Neymiş efendim, "Sevgilimin son görülme saati benim için çok önemli. Ben nereden bileyim benden başka biriyle yazışıp yazışmadığını?" Aman efendim, bakar mısınız? Sanki önceden böyle bir uygulama vardı, sevgilisinin çevrimiçi olduğunu görebiliyordu! İşin en komik tarafını yazıyorum. Bizim kız acayip kıskanç biridir. WhatsApp'ı açıyor, sevgilisinin ekranını tıklıyor,çevrimiçi mi değil mi bunu kontrol ediyor! Eğer çevrimiçiyse ve buna yazmıyorsa, auuuuv yandı gitti! Kiminle yazışıyor bu adam,beni aldatıyor mu, kim bu kız? Başlıyor hey heylenmeye. Tabii bana da onu sakinleştirmek düşüyor ama nafile. "Kızım sen iyi misin? Sen açmışsın WhatsApp'ı adama bakıyorsun sürekli. Belki de o da sana bakıyordur! Sen nasıl ki onu kontrol ediyorsan, o da seni kontrol ediyordur" dememe kalmadan başlıyor saydırmaya, "Vay efendim bununla yazışmıyorsa vardır bir bit yeniği, erkek değil miymiş, mutlaka bir haltlar yiyordur!" 
İşte böyle...
Bir WhatsApp klasiği!

Bir arkadaşımdan da bahsedip bu konuyu kapatmak istiyorum. Çok faal bir kızdır. Nereye gitse check in yapar. Herkes onun nerede olduğunu bilir. O da arkadaşlarını bu sayede takip ediyor. Geçenlerde çok samimi olduğumuz bir arkadaşımızı merak ediyordu. Bana sordu, "Hayır haberim yok" dedim. Arkadaşımın sözlerini aynen aktarıyorum; "Allah Allah ya, bu kız hiç böyle yapmazdı. 3 saattir ortalıkta yok. Ne Facebook'ta, ne Twitter'da, onu bırak ne de Foursquare'da. Ne oldu buna ya, bir yerde öldü kaldı mı acaba?" 

Yuhh ya, gerçekten yuhh. Ara sor ya, ara sor!
Kız her yediği naneyi internette paylaşmak zorunda mı? Ona göre, "Evettt, ben nereden bileceğim başına bir iş gelip gelmediğini?" Off Allah'ım ya!
Kızın başına bir iş gelirse, merak etme ilk Twitter'dan duyarız!
İlle de durum bildirimi yapar, merak etme :)

İşte böyle arkadaşlar.
Kendimizi çok fazla kaptırıyoruz. Her şeyi abarttığımız gibi, teknolojinin bazı nimetlerini de abartıyoruz.
Çevrimiçi olduğu için aldatıldım zannedenler, yanlışlıkla engellendiği için sevgilisini terk edenler, 3 saat boyunca check in yapmayınca arkadaşını öldü zannedenler. Daha hangisini sayayım?

Şimdi, biraz rahatlayın ve o elinizdeki telefonu masanın üzerine sakince bırakın. Son kez onunla göz göze gelin ve lütfen biraz gerçek hayata adapte olun. Gözünüzün önündeki gerçek hayatı kaçırmayın. Lütfen!


BEN EYLÜL, SEN HAZİRAN...


Ben Eylül,Sen Haziran...
Bir gün kapına gelsem
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa, bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder,bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde, ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki,
Bu ne bitmez ayrılık,bu ne özlem diyorum.
Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş,yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum.

(Ümit Yaşar Oğuzcan)

30 Haziran 2014 Pazartesi

Sevmişiz vesselam...

Twitter Günlüğü...
Twitter'da uzun zamandır yazıyorum. Son zamanlarda sosyal medya kanallarında farklı etiketlerle insanlar çıkmaya başladı. Bunlara "fenomen" diyorlar. Benim anladığım tabirle izleyici sayısı yüksek olanlar. Twitterda o kadar yazı yazmamıza rağmen izleyici sayımızın tanıdıklar haricinde çok fazla olmaması kafamı kurcaladı. Bu insanlar ne yapıyorlar da bu kadar ilgi çekebiliyorlar?

Enteresan tipler var. Araştırıldığında herkesin dikkatini çeken bazı özellikleri var.
Mesela saçma sapan şeyler yazsalar da izleyicileri sürekli reetweed yapıyor, ya da favorilerine ekleyebiliyor. Bazı ünlü siyasi ya da sanatçılara sataşmalarıyla ön plana çıkmış fenomenler de var. Bu konuyla ilgili ufak bir araştırma sunuyorum. Okumak isteyenler buyursun...

1-Özgün olmak lazım:
Mutlaka twitterda bir duruş sergilemek gerekiyor. Başkalarının twitlerini çalmadan,kendi cümlelerimizle yazılar yazmalıyız.
2-Kişisel twit atmamak gerekiyor:
Twitter büyük bir alem. Büyük düşünüp, kendi kendimize köşe kapmaca oynamadan ilerlememiz lazım.
3-Trend Topicleri izlemek:
# ile başlayan hastanglara rağbet etmek,katılmak,fikir sunmak gerekiyor.
4-Gündemi Yakalamak
Siyaset,sanat,spor,dünya gündemi vs. haberlerden uzak kalmamak lazım. Bu tip güncel haberlerden bi haber olunduğu zaman insanlar takibi bırakıyor.
5-Gün içinde tweet sayısını belirleme:
Bir günde en az 10-15 adet tweet atmak gerekiyor. Belli bir sayıyla devam edildiği zaman takipçiler takibi bırakmazlar,yazacaklarını merakla beklerler.
6-Ünlü isimleri takip etmek:
Sosyal medyada bazı ünlü isimler twitter gibi mecraları çok sıklıkla kullanıyor. Bu isimleri belirleyerek,onları takip etmek ve gönderilerine cevap vermek gerekiyor.
7-İletişime Açık Olmak
Bizi takip edenlerin yazdıklarını boş geçmemek gerekiyor. Yeri geldiğinde onlardan gelen sorulara cevaplar vermek,hatta bazen sizlerin de onlara sorular sorması gerekmektedir.
8-İlginç Bilgiler Paylaşımı
Gündemi takip ederken, izleyicilere hiç kimsenin henüz bilmediği, ya da çok az bildiği bilgileri sunmak gerekiyor. Orijinal,kimse tarafından bilinmeyen,gerçek bilgiler paylaşılırsa daha çok ilgi çekilir.
9-Duygusal Olmak
Twitter aleminde çok fazla kırık kalpli insan var. Yazdıklarımızın duygusal içeriği o insanların da duygularına tercüman olmalı. Duygusal yazılar büyük bir kesimin ilgisini çekiyor. Ve hatta o kesim tarafından retweet ve favori olabiliyor. Dikkatli,özgün sözlerle bu kesime de hitap etmek gerekiyor.
10-Spamlara Dikkat
Otomatik cevaplar veren sitelere üyeysek eğer, bu sitelerin gönderdiği spamlara çok dikkat etmek lazım. Çünkü reklam, ya da spam içeren yazılar takipçileri soğutmaya ve kaçırmaya birebirdir.

Sonra bu takipçiler nereye kayboldu,kavimler göçü mü oluyor diye kendi kendinizi yemeyin.
Hadi bana eyvallah. Ben de bir gün fenomen olursam, bu yazdıklarımı uyguladığım içindir :)

2 Ağustos 2012 Perşembe

AGİLA

Tasarım manyağı oldum.
Ben manyak olunca da etrafıma kendime benzeyen başka manyaklar da alma telaşına girdim nihayet.Aklıma o kadar hince şeyler geliyor ki anlatamam.Bir an evvel hayata geçirmek için,masamın başında kıvranıp duruyorum.Allah akıl fikir versin :)
Tasarım düşüncemin toplanacağı havuz ismi AGİLA! Agila Fince Kartal demek. E ben de Beşiktaş taraftarı biri olarak,bu ismi de çok beğendim.Şimdi Agila aşağı,agila yukarı :))

14 Temmuz 2011 Perşembe

''KARABATAK'' Romanımdan bir alıntı

     İhtimalleri zorluyordu beynim, düşüncelerimin özüne kadar indim. Kendi gölgemin karanlığında kayboluyorum, merdivenlerden iniyorum, her karşılaştığım ve yüzleştiğim gerçek, suratıma acı bir tokat gibi çarpıyordu üstelik. Her iç çekmemde dayanma gücü aşılıyordu sabrım bana, iç çekmelerim yavaş yavaş gözyaşlarıma akıp gidiyordu. İnanamıyordum yaşadıklarıma, ellerim soğuk ve titriyordu. Her köşe başlarında, hayatımın sivri uçlarında ya da dönemeçlerinde başım önümde ayrılıyordum. Bu gidişin dönüşü olmayacaktı, sabrım gittikçe tükeniyordu, olmasını istememiştim. Ahhh, olsun diye de çabalayamamıştım, kahretsin! Ama insan… BİTTİ diyemiyormuş uzun bir zaman, yine de KABUL ettim ben de sonunda. Gerçekten bitmiş, buna inanamıyor insan. Bu şekilde yaşıyor, buna katlanıyor yâda sürünüyor ikisinden birisi. Başım önümde, bittiğini kabul ettim sonunda.